30 Aralık 2013 Pazartesi

Güneşi Yakaladık

 
 
 
Aralığın 28.de baktık güneş bize göz kırpıyor düştük yollara.
Çengelköy dedik gittik yetmedi kanlıca dedik oda yetmedi kendimizi beykoz mihrabat korusunda bulduk.
Süper bir manzarası var. Benim deyimim ile ruha şifa yerlerden.
Erenimo ve erenimoya çaktırmayan babası kediden korkmasalar daha güzel bir kahvaltı yapabilirdik.
Ufukcum çaktırmamak için kalkmayınca erenin etrafındaki kedileri kovalamak garsonlara düştü :)
Bende hala bir yandan erene bir lokma yedirsem çabasındayım.
 
Güzel oğlum hep gülsün güzel yüzün

25 Aralık 2013 Çarşamba

Erenimo-25 Aralık 2013

Erenimommm
Gönlümün prensi
Gözümün ışığı
Nefesim
Güneşim
Can Suyum
Hayat Şurubum
Seni kelimelerle anlatmak imkansız
29 Harf bile yan yana dizilse kifayetsiz kalır.

Öyle her söz ikna etmez seni.
Enine boyuna düşünülecek öyle cevap verilecek.
İnanmadığın şeye ikna olmazsın sen
O minicik bedeninde kocaman bir kalbe sahipsin

25 Aralık 2013 saat 23:15

Sen en güzel uykularındasın ve annenin kalbi yanında baş ucunda ve eren eren diyerek atıyor...

İlk Öğretmen



İlk öğretmenimi hiç unutmuyor ve rahmetle anıyorum.
Televizyonun daha yeni yeni çıktığı dönemde bize minyatür bir televizyon yaptırmış ve fişleri televizyonun içine yerleştirmişti.
Bakın çocuklar kanal değiştiriyorum der ve düğmeyi çevirdikte fişlerin yenisi gelirdi.
Okula gitmek için bizim için en büyük eğlence idi.
Hasta olup gidemediğimiz günler yatarken okumamız için bize hikaye kitapları gönderirdi ve hayatım boyunca onlar kadar güzel kokan kitaplar görmedim.
Mekanın cennet olsun Ahmet Çelik hocam ve hep sizin gibi öğretmenler olsun gelecek nesillerdede...

Buraya nereden geldim tabi ki benim kadar şanslı olan Erenimin ilk öğretmeninden.
Umarım Ahsen Ada'da bizim gibi şanslı olur ve hatta inşallah Hatice öğretmenimiz onunda öğretmeni olur.

Erenimonun ilk öğretmeni sevgili Hatice Topkaraoğlu
Ereninin okula heyecanla gitmesi ve mutlu dönmesine sebep olan
7/24 Dilinden düşmeyen
Ereni bir çok anlamda eğiten, öğreten
Güleryüzlü ve sabırlı öğretmenimiz
Maşallah size
Ve tabi yardımcı öğretmenimiz Betül Kurt Durna'da erenin gönlünde güzel bir yere sahip.

Sizlerin ellerinde şekillenecek olan minik kalplere ince ince dokunduğunuz için teşekkür ederiz.

*Bu postta resim yok çünkü Hatice öğretmenimden Eren ile birlikte bir resim bekliyorum.

30 Kasım 2013 Cumartesi

Günaydın Eren

Eren'in atlattığı el, ayak, ağız hastalığından sonra hala elleri soyulmakta.
Tırnaklarındada kırılmalar var yer yer.
Biraz canımız sıkkın bu nedenle
Bu sabah eren için bir sürpriz hazırlamak istedim.

İsmine özel hazırlanmış nutellalı ekmeğe hangi çocuk hayır diyebilir kii...

Erenimom ekmeklerini görünce çok sevindi vee afiyetle yedi. Prensime şifalar olsun.

19 Eylül 2013 Perşembe

Eren'in İsim Etiketleri

 
 
 
Kreş hayatımıza girince yavaş yavaş ne yapılır, yapılmalıdır. Ne gereklidir öğrenmeye başlıyoruz.
 
Okuldaki ilk veli toplantısında giysilerin üzerine diğer kuzucuklarınkiler ile karışmaması için birer işaret koymamızı istediklerini söylediler.
 
Benim gibi eli iğne ipliğe gitmeyen birisi için bunu yapmak pek hoş değil.
 
Bende google aramalarım sonucu bu isim etiketlerini buldum.
 
İsmin yanındaki objeyi kendimiz seçiyoruz ve istediğimiz font ile basıp gönderiyorlar.
 
Bize kalan kısım ise istediğimiz yere ütü ile yapışmasını sağlamak. Sonrasında tekrar çıkmıyorlar.
 
Bu vesile ile tekrar tekrar tüm öğrencilere başarılar dilerim. Yolları aydınlık olsun.
 
Sevgiler

16 Eylül 2013 Pazartesi

Erenimo Okul Yolunda

 
 
Bizim nesil şimdiki nesle göre biraz daha safmıydı diye düşünüyorum bazen.
Eren 3 yaşında olup tüm şarkıları ezbere biliyorken benim hafızamda Daha dün annemizin kollarında yaşarken... beliriyor.
Sonra bayramlardaki Rahmetli Barış Manço'nun şarkısı ile içimizi kaplayan heyecan.
 
Erenin kreşteki ilk günü biraz iyiydi aslında ama etrafında ağlayan arkadaşları olduğu için oda bocaladı eve eve gidelim diye merdivenlerden kucağıma atladı :)
 
Bir hafta öyle böyle göndermişken bugün tekrar gitmedi yarın için ise umutluyum inşallahhh...
 
Cumartesi günü ilk veli toplantısı vardı öğretmeni Hatice hanım eren için çok sevgi dolu bir çocuk dedi evet benim sevgi kelebeğim aşk ve merhamet dolu.
 
Seni çok seviyorum oğlum dilerim kreş ile başlamanı umut ettiğim eğitim hayatında yolun hep açık, aydınlık ve başarılarla dolu olur.
 
Rabbim hep güzel günlerini göstersin.
 
Seni Çok Seviyorum
 
 

Bir Doğum Hikayesi-Hayata Tutunuş-Bir Anne'nin Adasına Kavuşması

 
 
24 Mayıs 2013
 
Minik prensesimizin aramıza katıldığı o güzel gün.
 
Bu tarihe prensimi kucağıma aldığım 14 Haziran 2010 tarihinde karar vermiştim tam gününe kadar.
 
Ve rabbim gönlümden geçtiği gibi olmasını nasip etti çok şükür.
 
Doğum hazırlıklarım ikramlıklarım, şerbetim, hediyeliklerim, konuklarım herşey harika idi ilk gün.
 
Oğlumu kucağıma aldığım hastanedeydik yine, aslında oğlumda yaşadığım problemlerden dolayı ikinci bebeğimi bu hastanede kucağıma almamayıda dilemiştim ama doktorumu çok sevdiğim için yine onunla evladıma kavuşmak istemiştim.
 
İnsanın kendini ve evladını teslim edebilmesi için kendini güvenli ellerde hissetmesi çok önemli.
Bu nedenle hiç istemeyerekte olsa yine o hastanedeydim.
Evde bir evlat varken doğuma gitmek ilk doğumdan çok daha zordu.
Beni ve kardeşini iyi hatırlaması için Ereni hastanede doğum gerçekteştikten sonra getirtmeye karar verdik.
 
Hastaneye gittim ve hazırlıklar yapıldıktan sonra doktorumun gülen yüzünü görünce içim rahatladı.
Spinal doğumdu ve hayatımda yaşadığım en güzel dakikaları yaşattı bana.
Spinal doğumda ilk zamanlarda bacaklarınızı hissetmediğiniz için acının en yüksek olduğu zamanları atlatmış oluyorsunuz ve narkozdan uyanma derdide olmadığı için iyi ki bunu seçmişim dedim.
 
Hastane o kadar biberon ve mama yanlısıki aradan geçen üç yıl içinde bu yönde kendilerini hiç geliştirmemişler.
Hemşire inatla emzirmeye müsait olmadığımı ve biberon vermeleri gerektiğini söylüyor sütüm varken ve bebek emmeyi istiyorken neden biberon verilsin...
 
İlk bebeğimde de bunu yaptıkları için hiç emziremediğimden hep içimde bir yerde uhde kalmıştır zaten.
 
25 Mayıs 2013 Bebek doktoru hanım bir hışımla odaya girdi bebek babanın kanını almış ABO sarılığı geçiriyor artık inat etmeyin bebeğe biberonla mama verelim dedi benim gözyaşlarım selll...
 
Bebeği aynı gün değerler çabuk yükseliyor diye çocuk katına çıkardılar... Fototerapi cihazını odaya getirmiyorlarki ekstra oda parası alsınlar...
Bizim yarımız doğum odasında yarımız bebek odasında ben dikişler ile iki kat arası koşturmakta...
 
Oda olmadı 26 Mayıs 2013 pazar günü doktor hanım evinden kalkıp bir hışımla hastaneye geldi bebeğinizin sarılığı iyice yükselmiş ivig tedavisi yapılacak ve bu hastanede yapılamıyor sizi ambulans ile başka bir yere sevk edeceğiz... BU hastanenin yoğun bakım ünitesi ne işe yarıyordu acaba??? Bizden doğum dışında diğer oda için ekstra para + foto cihaz parası aldılar
 
Bizi apar topar hastaneden postaladılar... Diğer hastaneye vardık prensesimi yoğun bakıma aldılar bize bir kutu mama bez ıslak mendil vs ihtiyaçları aldırdılar.
Bebeğimi kollarımdan alıp giysilerini ellerime verdiklerinde ruhumu teslim ediyorum sandım :(
İvig tedavisi cevap vermezse kanını değiştireceklerdi.
O hastanede iki gün kaldı ve ben sürekli gece gündüz süt sağıp götürdüm.
Sonrasında bir telefon geldi ve bebeğiniz iyileşti gelip alabilirsiniz dediler.
İvig yapıldımı diye sordum gerek kalmadı dediler.
Aldığımız mama kutusu yarısına kadar inmiş ve bebeğimin elinin üzeri iğneden mosmor renge bürümüştü.
İyi olmasına şükrederek yine payımıza düşen ödemeleri yapıp bebeğimizi kucakladık.
Büyük bir sevinçle eve geldik ve bebeğimi emzirmeyi denedim hayır emmiyordu :( Sütümü sağıp verdim yutma refleksi bile yoktu.
Apar topar oğlumuzun doktoruna götürdük.
Bebeğimizi muayene eder etmez bazı testler yapıldı yenidoğan sepsis'i tanısı konuldu.
Önceki hastanenin yoğun bakımından mikrop kapılmış olma ihtimali yüksekti.
Eğer yarım saat daha geç kalınsa bebek kaybedilebirdi dedi doktorumuz ve hayatı tehlikesinin sürdüğünüde bildirerek bebeğimizi tekrar yoğun bakım ünitesine aldılar. Buradan mama bez vs. istemediler moral verdiler bize süt getirin dediler. ve bebeğin önceki hastanede serum ile beslendiğini söylediler ki zaten kutunun yarısına inmiş olduğu mamayı vermedikleri kesindi çünkü formül süt olan mama kızımı zehirliyor şu andada veremiyoruz.
 
Bebeğimiz bu hastanede yoğun bakımda antibiotik tedavisi görerek sadece tiroidleri etkilenerek çok şükür hayata tutundu.
Şu an her gün içtiği bir ilacı aylık rutin testleri var eğer ilaç içilmez ise zeka gerili ve cücelik yapıyor.
3 Yaşına kadar kesin kullanılacak sonra ya kesilecek ya ömür boyu kullanacak...
 
Bu doktorları ALLAH'a havale ediyorum ve prensesimizin hayata tutunmasını sağlayan doktorlarımız Alpaslan Tonbul ve Hamza Yazgan'a ve bebeğimizi her gün yıkayıp masajlarını yapan hemşirelere, bana süt olsun diye her gün hoşaf getiren hizmetlilere, aileme, o günlerde hastanede yanımda olan benimle birlikte koşturan dostum Tuba'ma. Omzunda ağladığım bana moral vermeye çalışan Derya'ma. Selma'ma. Hastanede yalnız bırakmayan ilkinime.
Çok uzakta olmasına rağmen her an yanımda olduklarını hissettiren Burcuları'ma, Emine'me, Kendi dertlerinin yanında derdime ortak olan mesafelere rağmen hep yanımda olan kader arkadaşım Özgü'me ve arayıp derdime ortak olan tüm diğer dostlarıma teşekkür eder ve bizlere dayanma gücü veren ve evladımıza şifa nasip eden yüce ALLAH'ıma şükürler ederim.
 
Bu yazıya konu olan 1.hastane Maltepe Üniversitesi Kadın Doğum Hastanesi Çocuk Bölümü
2.hastane Avicenna Ataşehir hastanesi
3.hastane ise şükür ve teşekkür ile andığım Fatih Üniversitesi Sema Hastanesi
 
Rabbim kimseyi evladı ile imtihan etmesin.
 

12 Mayıs 2013 Pazar

Ahsen Ada'mızı Beklerken






Vaktin hızına yetişebilmek ne mümkün...
Hep söylerim insanın hayatında yaşayabileceği en güzel dönemdir hamilelik süreci hatta 9 ay kadar kısa olmasına üzülürüm hep.
Eğer elde bir çocuk varsa ve çalışıyorsanız ikinci hamilelik süreci daha zor geçiyormuş bunu kabul ediyorum.

Bu güzel dokuz aylık sürecin ve bu minik tekmelerin iki hafta sonra sona erecek olması hem güzel hemde buruk biraz...

Allah izin verirse 24 mayısta Ahsen Ada prensesimize kavuşacağız.

Eren abi olacağı için çok heyecanlı ve sevinçli. Henüz 3 yaşında olmasına rağmen kardeşine karşı derin bir sevgi besliyor.

Ahsen Adayı karşılamak için süsler hazırladım. 
Yuvarlak lolipop şekerlerin üzerlerine etiketler yaptım kurdelalar bağladım.
Hastane kapısı için hoşgeldin yazısı hazırladım.
Cup cake etiketleri, peçete ve bardak süsleri yaptım.
Lohusa şerbeti bardaklarımı süsledim.
Daha sonra detayları paylaşabilirim inşallah...

Ahsen Ada'mız herşeyimiz hazır seni bekliyoruz prensesim.